Dizel, kuvvetle sıkıştırılmış hava içine püskürtülen yakıtla çalışan içten yanmalı bir motor tipidir. Bu motor teknikte büyük güçlere ihtiyaç duyulması sebebiyle icat edilmiştir. Gelişmesinde Alman şirketlerinin büyük faydaları olmuştur. Kara taşımacılığında kullanılan ilk dizel motorlar 1922’den itibaren yapılmaya başlandı. Denizcilikte kullanılan dizellerin yapımları her ne kadar 1910’da başladıysa da gerçek anlamda küçük teknelerde kullanılabilen tipleri ancak 1929’dan itibaren yapılmaya başlandı. Bu tarihlerden itibaren kara taşıtlarında istenilen 40-50 beygir gücünde motorlar yapılmaya başlanmıştır. İkinci Dünya Savaşının başlarına kadar dizel motorları demiryolu taşımacılığında, traktörlerde, inşaat makinalarında, gemilerde, sanayinin çeşitli alanlarında güç kaynağı olarak kullanıldıysa da ufak güç isteyen yerlerde tercih yine benzin motorlarındaydı. Dizel motoru Alman mühendis ve mucit olan Rudolf Diesel icat etmiştir.
Diesel önce amonyak buharı kullanan bir motor icat etti fakat motor ilk çalıştırmada patladı ve bu neredeyse onu öldürüyordu. Aylarca hastanede yattı. 1887 yılında Gottlieb Daimler ve Karl Benz’in araba motorunu icat etmesinden hemen sonra Dizel Motorun icadı ile ilgili çalışmalarına başladı.
Termodinamik ve yakıt verimliliği konularındaki kısıtlamalar üzerinde çalıştı. Örneğin buhar motorlarında enerjinin %85 – 90 ı boşa gidiyordu. Daha yüksek verimlilikle çalışacak carnot çevrimli bir motor dizayn etmek için çalışmaya başladı. 1893 yılında “Buhar motoru ve bugün bilinen yanmalı motorlar yerine, rasyonel bir termal motor tasarımı” ile ilgili bir teori yayınladı. Yayınladığı teori ile ilgili patent aldı. 1893 – 1897 yılları arasında, MAN AG Augsburg müdürü Heinrich von Buz, ona yeni motoru ile ilgili fikirlerini test etmek ve geliştirmek için bir fırsat verdi ve Rudolf Diesel ilk dizel motoru yapmayı başardı. Almanya, Amerika ve diğer ülkelerde yeni motoru ile ilgili patentlerini aldı ve Diesel Motor Üretim Şirketini kurdu. Dizel Motorun Çalışma Prensibi Dizel motoru içten yanmalıdır. Piston aşağı inerken, silindire hava dolar. Piston yukarı çıkınca bu hava sıkıştırılır. Sıkıştırma oranı benzininkilerden çok yüksek olup (1, 12 ile 1, 25 arası) mertebesinde olduğu için, havanın sıcaklığı 500°C’nin üstüne çıkar. Piston üst ölü noktaya yaklaşırken, silindire, üstteki bir enjektör memesinden yakıt püskürtülür. Yakıt sıkıştırma sonucu ısınmış olan havayla karışınca, kendiliğinden tutuşur. Mazot 80°C’den itibaren tutuşmaya başladığı için yangın tehlikesi benzininkine oranla daha azdır. Dizel motorların bitkisel yağlardan, tabiî gaz ve benzinlere kadar akla gelen her yakıta uygulanabilme özelliği vardır. Fakat dünyada en çok kullanılan, ham petrolden elde edilen mazottur.